He once played golf with the grand poobah of their company. Grand old man: grand ne demek i. Saygın yaşlı adam. Grand, araba modellerinde daha büyük ve geniş araçları ifade eden bir kelime olarak kullanılmaktadır.
grand, büyük veya görkemli anlamına gelen İngilizce bir kelimedir. Türkçe karşılığı büyük veya görkemlidir. grand ne demek Büyükannem çok iyi yemek pişirebilir. - My grandmother can cook very well. Bazen büyük babam kendi başına bırakıldığında, kendi kendine konuşur. - Sometimes my grandfather talks to himself when left alone.
995 Nerenin Kodu
Büyük jüri onu herhangi bir suçtan suçlu bulmadı. - A grand jury found him not guilty of any crime. Judy was sitting in the grandstand. Büyükannem çok iyi göremez. - My grand ne demek grandmother can't see very well.
Kasımpaşa Fenerbahçe Maçı Izle Justin
grand piano: kuyruklu piyano. Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı. - After the initial shock grand ne demek of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.
grand master: büyük üstat, şampiyon. Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat grand ne demek altıda yer. - My grandfather usually eats breakfast at six. 20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği.
Büyükannem bana hoş peri masalları anlatırdı. - My grandmother used to tell me pleasant grand ne demek fairy tales.
Hatayspor Gs Maçı Canlı Izle
grand, bilgisayar oyunlarında genellikle büyük ve etkileyici özellikleri ifade eden bir terimdir. Örneğin, grand strategy oyunlar, büyük ve karmaşık grand ne demek stratejileri içeren oyunlardır. Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı. - The grand jury indicted Tom for murder. Büyükannem kendisinin bütün hayatını bana anlattı. - My grandmother told me about her whole life.
Grand kelimesi, Orta İngilizce döneminden beri kullanılan bir kelime olup, grand ne demek Fransızca kökenlidir.
Dhl Numara
grand, büyük anlamına grand ne demek gelen İngilizce bir kelimedir. Grand C is the highest C on a 76-key keyboard.
grand tour: avrupa turu. O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı. - She played that tune on her grand piano. Sıfat olarak kullanıldığında; "büyük, ulu, muhteşem, önemli, soylu, asil, ağırbaşlı, ana, baş, genel",. grand ne demek Grand duke: i. Grandük, çarın oğlu.
grandam: i. Büyükanne, nine, yaşlı kadın. Grand, sanatta genellikle büyük ve etkileyici eserleri ifade eden bir terimdir. Örneğin, grand tablo, grand ne demek büyük ve etkileyici bir tabloyu ifade eder.
Videolar
grand ne demek Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi. - The grand jury decided not to indict the police officer. Seth is Amal's grandfather.
Makedonya Ev Alarak Oturma Izni
Büyük jüri, polis grand ne demek memurunu suçlamamaya karar verdi. - The grand jury decided not to indict the police officer. Ah, büyükanne, seni nasıl da seviyorum! Çok hoşsun! - Oh, grandma, how I love you! You're so nice!. Büyükanne bütün aileyi buz kesilmiş bırakarak öldü. - Grandmother died, leaving the whole family stunned.
Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu. - It's been a long time grand ne demek since I visited my grandmother. Babaannem uçabiliyor. - My grandmother can fly. 1999-2023 Sesli Sözlük. Grand duchess: grandüşes.
Büyük babam tam böyle bir arabaya sahip oldu. - My grandfather owned a car just like this. Grand seigneur: osmanlı padişahı, beylerbeyi, asil beyefendi. Dedem güzel grand ne demek günlerde yürüyüşe gider. - My grandfather goes for a walk on fine days.
Online English Turkish And Multilingual Dictionary 20+ Million Words And Idioms.